MAKALE DEĞERLENDİRMESİ: "SÜNNETİN DOĞRU ANLAŞILMASI VE GÜNÜMÜZE TAŞINMASI..."

Makale Değerlendirmesi (Özet): Nurullah Agitoğlu, “Sünnetin Doğru Anlaşılması ve Günümüze Taşınması –‘Allah Güzeldir, Güzelliği Sever’ Rivayeti Üzerine Bir Değerlendirme-”, İlahiyat Akademi Dergisi, s. 7-8 (2018), syf. 345-356.

Nurullah Agitoğlu tarafından kaleme alınan bu makalede “Allah güzeldir, güzel olanı sever” rivayeti çerçevesinde sünnetin güncel değeri üzerinde durulmuştur. Agitoğlu, Müslümanların Hz. Peygamber’in sünnetinin hayata geçirilmesi noktasındaki çabasına işaret ettikten sonra Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemden uzaklaştıkça zaman içerisinde sünnetin doğru anlaşılması noktasında bir takım sıkıntılar yaşandığına dikkat çekmektedir. Bütünlükten ve asıl bağlamdan uzak yapılan yorumlar, hadislerin eksik ve yanlış anlaşılmasına neden olmaktadır. Buna göre yukarıdaki zikredilen hadis çerçevesinde, bir hadisin günümüze taşınması noktasında bir deneme yapılmaktadır.

Makalenin girişinde ilk olarak sünnet ve hadis kavramlarının birbirinden ayrılmak suretiyle tanımlanması gerektiğini belirten Agitoğlu[1], sünneti “Hz. Peygamber için değişmeyen ve karaktere dönüşmüş davranışların ifadesi” olarak nitelemekte ve “davranışlarında sebat ve devamlılık vasfı”na dikkat çekmektedir (s. 346).

İslam dininin doğru yaşanabilmesi için esas olan sünnetin takip edilmesidir. Ancak Hz. Peygamber’in bir beşer olması, belli bir fiziki çevrede ve kültürel ortamda yetişmesi O’nun bazı söz ve davranışlarının kendine has bağlam içinde ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte sadece hadisleri değil bir metni anlamak yalnızca o metnin dilini anlamak demek değildir. Bu yüzden metnin ortaya çıktığı ve şekillenmesine sebep olan unsurlar da muhakkak dikkate alınmalıdır.

Hz. Peygamber’in Kur’an-ı Kerim’de üsve-i hasene olarak zikredilmesi, O’nun çağın idrakine sunulması açısından son derece önemlidir. Zira özelde Müslümanlar için, genelde ise insanlık için önemli bir yeri olan Hz. Peygamber’in çağa taşınması, içinde bulunulan olumsuz durumlar açısından önemli bir çare olarak görülmektedir. Ancak Hz. Peygamber’i çağa taşırken onun yaptıklarının aynısını yapmak değil, yaptıklarının sebep, illet ve hikmetini kavrayarak bugünün şartları açısından değerlendirmek anlam çabasının önemli bir boyutudur. O’nun mesajını doğru bir şekilde günümüze taşımanın yolu, O’nun gözettiği ilkeler çerçevesinde sünneti doğru anlamaktan ve hayata aktarmaktan geçer (s. 348).

Müellif, sünnette bulunan bazı hükümlerin doğru anlaşılması ve günümüze taşınması için takip edilecek bazı ilkeleri Nasi Aslan’ın şu sözleri ile ifade etmektedir: “Sünnetle varid olan hükümler, belli bir gerekçeye bağlı olarak varid olmuşsa günümüzde de söz konusu gerekçelerin mevcut olup olmadığına bakılacaktır. […] Hadislerin doğru anlaşılıp doğru uygulanabilmesi için onların varid olduğu sebep ve şartların, yani bağlamın göz önünde bulundurulması gerekir.”

Günümüzde sünnetin doğru anlaşılamamasının ve bu zamana yansıtılamamasının sebepleri olarak şekilcilik ve taklitle beraber cehalet, duygusallık, hadislerin edebi tahlillerini kavrayamamak, hadislerdeki emir ne nehiylerin idrak edilememesi, uydurma hadislere fazla itibar göstermek, hadislerin evrenselliğini dikkate almamak gibi hususlar zikredilmektedir (s. 350).

Hz. Peygamber’in sosyal hayatta Müslümanlar yön veren ve onlara maddi-manevi faydalar sağlayan rivayetlerinden birisi de “Allah güzeldir, güzel olanı sever”[2] hadisidir.

Hadisi vürud sebebi şu şekildedir: Bir gün Hz. Peygamber “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan bir kişi cennete giremez” buyurmuştur. Bunun üzere bazı sahabiler “İnsan elbisesinin, ayakkabısının güzel olmasını ister” deyince Rasulullah “Allah güzeldir, güzel olanı, güzelliği sever” buyurmuştur. “Kibir hakkı beğenmemek, şımarmak ve insanları küçümsemektir.”

Hz. Peygamber söz konusu hadisi irad ederken kalbinde zerre kadar kibirin bulunduğu kimsenin cennete giremeyeceğini buyurmuştur. Bunun üzerine bugün de akla gelebilecek bir soruyu sahabe Hz. Peygamber’e sormuş, O da kibir ile estetik arasındaki çizgiye işaret etmiştir. Bununla birlikte güzel giyinme ve görünmenin Allah’ın hoşnut olacağı bir davranış olduğu ifade buyurmuştur. Günümüz insanı estetik ve moda kaygısı güderek bir nevi insanlar arasında dikkat çekmek gibi bir arzu içerisine girmektedir. Halbuki kibir sakındırılan bir davranıştır. Ancak günümüzde yaşayan bir insan kendi dininin ve Hz. Peygamber’in bu konudaki ilkelerini takip ettiği takdirde, çağlar üstü ve evrensel bir hayat tarzı olarak sünnetin yol göstericiliği ve aydınlatıcılığını her zaman hissedecektir.

Sonuç olarak sünnetin günümüze taşınmasında hadisin varid olduğu bağlam kaçırılmadan anlama çabası içerisine girilmelidir. Zira konuya örnek olarak verilen hadis-i şerifin sebeb-i vürudu dikkate alındığında Hz. Peygamber’in çok farklı bir hususa dikkat çekerek aradaki ince çizginin ayırt edilmesi gerektiği vurgusu gözler önüne serilmektedir.

Ömer Faruk Kavuncu

 


[1] Sünneti tanımlarken, ifade ettiği gibi hadisi tanımlamaması dikkat çekmektedir.

[2] Müslim, İman 147.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KLASİK DÖNEMDE MÂTURÎDÎ ve EŞ‘ARÎ KELAMCILARINDA YÖNTEM

Netflix'te Fasih Arapça Çizgi Film Önerileri

SOCIAL DILEMMA - SOSYAL İKİLEM BELGESELİNDEN NOTLAR (BELGESEL ÖNERİSİ)