SEVİMLİ HAYALET CASPER
Sevimli hayalet Casper
Casper, çocukluğumuzun kahramanı, sevimli hayalet. Bizim jenerasyon çok iyi hatırlar onu. Pazar günlerinin vazgeçilmezi olarak yerleşmişti hayatımıza. Peki neydi Casper’i zihnimizde kalıcı yapan? Tüm kötülüklerin içinden iyilikle çıkmaya çalışması değil mi?
Casper’in çevresindeki onca kötü karakterden hangisi aklımızda?
Benim hiç yok. Üç amcasının bütün uğraşlarına rağmen Casper var gücüyle iyilik için uğraşıyordu. İnsanlara yardım ediyordu. Bu sebeptendir ki hayatımızda sadece Casper kaldı.
“Kardeşim, sen düşünceden ibaretsin. Gerisi et ve kemiksin. Gül düşünür Gülistan olursun, diken düşünür dikenlik olursun” der Mevlana Celaleddin Rumî.
İnsanı insan yapan en önemli özellik düşünme yetisidir. Bazen bu yeti öyle ağır gelir ki, başını dahi kaldıramaz olursun*. Zihnindeki kıvrımlar düşüncelerle dolup taştığında, baktığın gördüğün her yerde düşüncelerini aradığında, artık gerçekten başını kaldıramıyor gibi hissedersin.
Örneğin, aklında bir telefon almak varsa her dakika bunu düşünmekten kendini alıkoyamazsın. Gözün başkalarının telefonuna ilişir. Sürekli telefon araştırırsın. İnsanlara telefon özellikleriyle alakalı sorular sorarsın. Hatta biraz da takıntısıysan, bu senin için bir amaç haline gelir. Hatta ve hatta Müslüm Gürses ve İbrahim Tatlıses’in seslendirdiği, Selahattin Sarıkaya’nın yazdığı “kurban olduğum” şarkısında geçen “Nere baksam gözlerim seni arıyor, çapkın edasına kurban olduğum” sözleri kulaklarında çınlayabilir. Yani farkında olmasan da sen diken düşünüp dikenlik olmuş olursun. Bir araç senin için amaç haline gelmiş olur.
Halbuki “Gül” düşünmek çok mu zor?
Zihnini araçlarla doldurmak yerine amaçlarla yormak daha mı zor? İdealist amaçlar edinmek daha diri tutmaz mı insanı?
İsmet Özel’in, tam bu minvalde sarfettiğini düşündüğüm şu dizelerini hatırlıyorum; “Telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum. Çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir”. Amaç olarak ruhu olmasa da saklanacak bir şeyler beğenmelisin. Bir değer üretmeli, gerçek ve bir kalıcı “amaç” seçmelisin. Araçların ideal olduğu bu çağda, kişi ancak bu şekilde kendini baki kılabilir. Baki olmak, kalıcı olmak, ruhun olmasa da saklanacak bir şeyler bulmak, gerçek bir “değer” olabilir.
Bir çocuğun gülümsemesi mi daha kalıcıdır yoksa bir telefonun işlemcisi mi?
Nazım Hikmet’in “ben ve bizim mahalle bakkalı, ikimiz de kuvvetle meçhulüz Amerika’da” dediği gibi, araba almak uğuruna bilinir olmak mı yoksa Amerika’da bir iyilik yapan kuvvetle meçhul biri olmak mı daha evladır?
Çünkü Casper kendine bir devlet sırrı beğenmişti. Ruhu olmasa da saklanacak bir devlet sırrı.
Sevgilerle.
Yusuf Solak
Yorumlar
Yorum Gönder