GELECEĞE HAZIRLIKLI MIYIZ? - 2
GELECEĞE HAZIRLIKLI MIYIZ? - 2
Ömer Faruk Kavuncu
İnsanlık
tarihinde var olmuş milletlerin ve medeniyetlerin ortaya çıkışında, gelişim ve
çöküşünde, genç nesillerin ne derece mühim bir rol oynadığı bilinciyle
geçtiğimiz yazımızda, gençlere kazandırılması gereken bir takım becerilerden
bahsetmiştik. Aynı bilinç ve gayeyle gençliğin içerisine düştüğü buhranın doğru
bir şekilde tanımlanması, içinde bulunduğu şartların ve maruz kaldıkları
etkenlerin tespit edilmesi ve “def-i mefâsid, celb-i menâfîden evlâdır”
(mecelle) prensibinden hareketle hali
hazırdaki mefsedetin izale edilmesi gerekiyor.
“Ben Nesli”
Amerikalı
yazar Jean M. Twenge’in 2007 yılında çıkarmış olduğu “Generation Me” isimli
kitabında Amerikalı gençleri tanımlamak için bu ifade kullanılmış. Ancak
insanların birbirine giderek benzediği bu çağda Amerika’daki ‘Ben Nesli’ne
yakın bir neslin bizde de ortaya çıktığını görüyoruz.
Yaşadığımız dönemde,
küreselleşmeyle doğru orantılı olarak yalnızlaşan ve duyarsızlaşan insan
yığınlarının içerisinde kapılıp giden bir nesille karşı karşıyayız. Bencil ve
ben merkeziyetçi bireylerin sayısı her geçen gün daha da artıyor. Öfke ve
nefretin sıradanlaştığı, aşırı bencilliğin bir karakter haline geldiği, yersiz
ve aşırı özgüvenin hâkim olduğu ve insanların kendilerine bir hayran kitlesi
oluşturma isteğinin had safhaya ulaştığı bu neslin, gelecek planları yapan bir
toplumun ayağında pranga vaziyetinde bulunduğunu ifade etmek iddialı bir söylem
olmasa gerek.
Aslında
kabullenmekte zorlansak da duygusal açıdan sağlıksız olan böyle bir neslin var
olmasında en büyük pay bu çocukların “en mükemmel nesil” olduğunu sık sık dile
getiren ve onların ruh sağlığına zarar vereceği düşüncesiyle onları terbiye
etmekten kaçınan ebeveynlere ait.
Eğer önlem
alamazsak depresyonla baş başa kalmış, gergin, sürekli endişe ile hareket eden
ve ötekine dair hiçbir düşüncesi olmayan bir toplumun ortasında bulacağız
kendimizi.
Narsist Gençlik!
Mitolojik
bir hikâyesi var Narsizm’in… Efsaneye göre bir gölün yüzeyinde kendi
yansımasını gören Narkissos, su üzerindeki kendi yansımasına âşık olmuş,
saatlerce kendisini izlemiş ve kendisine bakan bu yansımaya sarılmak isteyince
suya düşüp, boğularak can vermiş. Günümüzde de kendini daima ön plana çıkaran,
dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen, başkasını göz önünde
bulundurmaksızın daima ön plana çıkmaya çalışan bir neslin hikâyesidir.
Özellikle sosyal medyada beğenilme arzusuyla paylaşımlar yapan ve bu durumu
kendi sosyal hayatına da yansıtan bireylerde görülen bu kişilik bozukluğu, toplumsal
duyarlılık, kültürel ve çevresel farkındalık gibi insana has bir takım
becerilerin önüne geçiyor.
Hedefsizlik
Daima anı
yaşayan ve geleceğe dair planları olmayan gençlerin hayatındaki bu belirsizlik,
onların ruhsal açıdan bunalım içerisine girmesine sebep oluyor. Bununla
birlikte içinde bulunduğu karamsarlık duygusu, gençlerin madde bağımlılığına
bulaşmasını ve giderek yalnızlaşmasını beraberinde getiriyor. Tüm bunları
aşmanın en temel yolu, gençlerimizin önlerine gerçekçi hedefler koymalarına
yardımcı olarak onları bu süreçte desteklemektir.
Hepimizin
malumudur ki bir toplumun geleceğinin garantisi, geçmişine ve milletinin
değerlerine bağlı olan bir neslin varlığıdır. Gelecekte milletimizin bütün
mesuliyetini yüklenecek ve varlık mücadelesinde söz sahibi olacak bu zümrenin
üzerine titizlikle eğilmek durumundayız.
Yorumlar
Yorum Gönder